Louis Pasteur

Fransız kimyacı ve biyoloji uzmanı ( Dole 1822 – Villeneuve-l’ Etang, Marnes – la - Coquette, 1895 ).

Önce Arbois Koleji'nde, daha sonra Besançon Krallık Koleji'nde öğrenim gördü. 1843'te Ecole Normale Supérieure'e kabul edildi.
1847'de kimya ve fizik alanlarında doktora tezlerini verdi. 26 yaşında, kristalografi üstüne yayımladığı incelemeyle bilim dünyasında ün kazandı. Birkaç yıl kristalografi, kimya ve optiği birleştiren incelemeler, araştırmalar yaptıktan sonra, bir kristalin dış biçimi, molekül yapısı ve polarlaşmış ışık üstündeki etkisi arasındaki bağlantıyı buldu. Bu araştırmalarıyla stereokimyanın temelini attı.
1854 sonlarında, Pasteur Lille Fen fakültesi'ne dekan olarak atandı. 1857 ile 1863 arasında, laktik, alkolik, butirik vb. mayalanmalar üstüne incelemeleri yayımlandı.
Mayalanmalara bir mikroorganizmanın neden olduğunu ve her mayalanmanın özgül bir mayayla gerçekleştiğini gösterdi.
Anaerobileri, yani yaşamak için havada bulunan oksijenle gereksinim duymayan mikroorganizmaları buldu. Ancak bir sorunun yanıtını vermek gerekiyordu: mikroorganizmalar, mayalanabilen bir ortamda kendiliklerinden mi doğarlar? Deneysel yöntem örneği deneyler sonucu, 1862'de, kendiliğinden üremenin bir hayal olduğunu ortaya koydu. Bu konuda, Rouen Doğa Bilimleri Müzesi Müdürü Pouchet ile polemikleri ünlüdür. Pasteur, mayalanmalar üstüne yaptığı çalışmalar sırasında sirkenin oluşumunu (1862) ve şarap hastalıklarını inceledi.
Şarabın Mycoderma Aceti'nin etkisiyle sirkeye dönüştüğünü ve şarap hastalıklarına özel mayaların neden olduğu buldu. Şarapların bozulmaması için bunları 55 derecede ısıtmayı önerdi (pastörizasyon). 1857 sonlarında Lille'den ayrılarak Ecole Normale'de yönetici ve bu okulun bilimsel incelemeler yönetmeni oldu.
1862'de Bilimler Akademisi'ne seçildi. 1865'te, öğretmeni Jean-Baptiste Dumas kendisinden ipekböceklerini öldüren bir hastalığı incelemesini istedi. Bu araştırmalar bulaşıcı hastalıklar üstüne çalışmalarının ilk adımı oldu. Bulaşıcı hastalıkların, mayalanmalarda olduğu gibi mikroorganizmalardan kaynaklandığını düşünüyordu, ipekböceklerinde görülen "karataban" hastalığının bulaşıcı ve kalıtsal olduğunu gösterdi. Bu hastalıkla savaşmak için hücre tohumculuğu yöntemini buldu ve yok olmaya yüz tutan ipekböcekçiliğini kurtardı. Daha sonra başka bir ipekböceği hastalığını, sütleğeni inceledi ve parazitten kaynaklanan bulaşıcı bir hastalığın gelişmesinde ortamın etkili olduğunu gösterdi.